İmamoğlu yazdı: Partilerdeki ‘seçkinler’, Kürt ve Alevi sorunu…
CHP’de ‘değişim’ isteyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yazısında ‘yeni bir siyasi örgütlenme mimarisi’ önerisinde bulunarak ‘güçlü liderlik’ açıklaması yaptı. İmamoğlu, bu liderlikle Kürt ve Alevi sorunu başta olmak üzere Türkiye’deki sorunların çözülebileceğini vurguladı. İmamoğlu, büyükşehir belediyelerini muhalefete getiren yerel ittifakın devam etmesi gerektiğine de işaret etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan’a kaptırmasının ardından partide ‘değişim’ tartışmaları başladı. İmamoğlu tartışmanın en güçlü aktörü olurken, Kılıçdaroğlu da sık sık ‘devam’ yönünde açıklamalar yapıyor.
İmamoğlu, bu kapsamda görüş ve önerileri toplamak için 4 Temmuz’da ‘İktidar Değiştir’ (iktidaricindegisim.org) başlıklı bir internet sitesi açtı. Dün İmamoğlu, ‘İktidar Değişimi’ internet sitesine gelen önerileri ve yorumları sıralayarak, “Toplum, CHP liderinin ve yönetiminin değişmesini, bu değişimin hem kuşak hem de vizyon ekseninde olmasını istiyor” dedi.
İmamoğlu, Oksijen Gazetesi’ndeki yazısında bu yöndeki mesajlarını sürdürdü. İmamoğlu’nun ‘değişim’ için yeni bir siyasal örgütlenme modeli öneren yazısından öne çıkanlar şöyle:
“Türkiye’nin yeni bir gelecek vizyonuna ihtiyacı var. Geçmişimizin zengin birikimlerinin ışığında bu hayali inşa edeceğiz. Cumhuriyetin kuruluş maliyetlerini yeniden yorumlayacak, Türkiye’nin yeni yolculuğunu şevk ve cesaretle inşa edeceğiz.
Yeni bir siyasi örgütlenme mimarisi öneriyorum. Siyasi partilerin mevcut örgütlenme modelinin Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıktır. Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili yıllardır yoğun tartışmalar yaşanıyor ama ne yazık ki parti elitleri örgütlenme modelini değiştirmiyor.
Günümüzde partiler, liderin kişisel tercihlerinin ve çevresindeki dar çevrelerin etkili olduğu, topluma kapalı, dışlayıcı yapılara dönüşmüştür. Siyasi partiler küçülüyor.
Öte yandan siyasi partilerin durumu sadece parti elitlerinin ve örgütlerinin yetersizliği ile açıklanamaz. Türkiye’de mevcut rejimin kendini sürdürmek için yarattığı kutuplaşma tarafları esir almıştır. Partiler hayali sosyolojilere ve kimlik politikalarına saplanıp kalmış durumda.
Bir yandan Siyasi Partiler Kanunu’nu demokratikleştirerek, diğer yandan parti içi demokrasi kanallarını açarak kimlik siyasetinin aşılması şarttır.
Yeni ve demokratik bir siyasi hayatın inşası ancak Türkiye’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisini köklü bir şekilde yenilemesi ve çağın ihtiyaçlarına cevap vermesi ile mümkündür.
CHP, kurucu unsurları ışığında emeği ön planda tutan, toplumun örgütlü ve örgütsüz kesimleriyle güçlü bağlar kuran yeni bir örgütlenme mimarisini oluşturacak tarihsel birikime, ideolojik donanıma ve insan kaynağına sahiptir.
2019 yerel seçimlerinde kurduğumuz İstanbul İttifakı parti siyasetinin ötesinde bir birliktelik modeliydi. Başta gençler ve kadınlar olmak üzere İstanbul İttifakı’nın paydaşları olarak birlikte yürüdük, tartıştık, önceliklerimizi ve tercihlerimizi birlikte belirledik. Önümüzdeki dönemde yerelde oluşan partiler arası ittifakları ulusal düzeye taşımamız ve yerel ittifakları Türk ittifakına dönüştürmemiz gerekiyor.
Burada özellikle kalbin altını çizmek istiyorum. Cesur demokrasi, cesur liderlik gerektirir. Türkiye’nin yüzyılı aşkın bir süredir toplumsal barışı hakkıyla tesis etmemizi engelleyen büyük sorunları var. Bugün farklı kademelerde ülkemizin yönetimine talip olan siyasi başkanların öncelikle vatandaşlarımızın ve kendini dışlanmış hisseden toplum kesimlerinin sorunlarının çözümü için yürekten hareket etmeleri bir zorunluluktur.
Demokratik önderlik, başta Kürt ve Alevi sorunu olmak üzere ülkenin açık yaralarını sarmak için gerekli zemini titizlikle inşa ediyor. Risk almaktan çekinmez. Ülkemizin birliğine güç katacak analizler için çok değerli ve kararlı bir irade ortaya koyuyor. Bu irade, Türkiye’nin köklü dönüşümü için kaçınılmaz bir zorunluluktur.